su orucu

 Su Orucu

 

Zamanımızda ki Hazar gölünün yerinde yıllar yıllar önce bir kadın yaşarmış, o sıralarda müthiş bir kıtlık ve bu kıtlığın getiriside sefil bir cimrilik, acımasız bir egoistlik sarmış tüm insanlığı. Kadın hamileymiş, köyün girişinde burnuna mis gibi yeni pişmiş ekmek kokusu gelmiş ve çekmiş içine.. Çaldığı kapılar yüzüne bir bir kapanmış, kimse bir somon ekmek vermemiş hamile kadına, açlıktan ve aş ermenin getirdiği öfkeyle ellerini açmış gökyüzüne ve İnşallah bu köy şu keser... Bende taş keseyimde bu insafsızlığınızı görmeyeyim demiş. Öyle bir iç sızısı ile beddua etmişki, Allah duasını kabul etmiş hamile kadının. Bütün köy sular altında kalmış, bütün insanlar da balık haline gelmiş. Hazar Baba olarakta bilinen bu dağ Elazığ çevresinde rahatlıkla görülmektedir. Evliya Çelebinin eserlerinde de kısmen adı geçen Hazar gölü efsaneleri. Bir kayanın görünümü gerçektende tamamen bir hamile kadın figürü halindedir ve hatta saçları, yüzü, karnı, entarisinin kıvrımlarına kadar ayak uçlarına kadar tam bir kadın heykeli gibidir..

Tabii ki bu bir efsanedir.. İnanılması güç bir efsane !
Günümüzde gollerimizin kurumasına seyirci olarak katılıyoruz sadece.. Oysa elimizin altında öyle güçler var ki; bu konuda özveriyle çalışan ve gönüllü olarak çalışan binlerce kişi var ve istekleri sadece biraz iktisatlı olmamız.. Biraz daha az su harcasak yani !

Bu etkinlikler ve projeler hakkında sadece bir örnek vermek istiyorum..
Burdur Gölü... Her yıl yaklaşık 330 milyon ton su yok oluyor Burdur Gölünde. Eylül ayında sadece 1 gün yapılan Şu orucu büyük çapta bir su iktisadi yapılmasına neden olmuştur.. Bu tür etkinlikler neden sadece bir günle kısıtlansın ? Neden yaşantımızın içine bir alışkanlık haline gelmesin ? Mecburmuyuz dünyamızın suyunu ziyan etmeye..?
Şu içmeyin demiyor kimse, düş almayın, makinalarınızı çalıştırmayın, temizlik yapmayın da demiyor kimse.. Daha bilinçli ve daha az kullanalım suyumuzu.. Daha az kullanalım ki; çocuklarımza da şu bırakalım dünya üzerinde..
Neden mi azalıyor gollerimizdeki şu ?
Özellikle çevredeki tarlalar vahşi sulama yöntemi ile sulandığı için !
Tarlaların ve toprakların uygun olmayan ürünlerle ve ekinlerle tarım yapılmaya çalışıldığı ve çiftçilerimizin bilinçsiz ve bilgisiz yapmaya inatla devam ettikleri için !
Düşünün bir büyükbaş hayvanın yıllık tükettiği şu 1000 ton !
Kentlerde durum daha içler acısı.. Bilinçsizce bir su tüketimi !
Gollerimiz nasıl kurtulur ?
Tarım alanlarımızda damlama ve yağmurlama sistemi ile sulama yapıldığında..
Kuvet sefalarını biraz aya indirgediğimizde, mesela 3.4 kez yerine hergün düş alıyorsak 1 kez şampuanlamak saçımızı.( hem saçlar için tavsiye edilen de budur )..
Boş yere muslukları açık bırakmamak ve bu konuda duyarlı olmak.. Herkese de bu çağrıyı yapmak !
Örneğin lokantalarda durmadan önünüzden alınan servis tabakları !
... Ve belkide en önemlisi ehli olmayan ellerde hazırlanmış toner dolumları.. hani ellerinizi ve ortalığı mürekkebe bulayıp temizlemek için tonlarca tükettiğiniz suyu bir düşünün ve herşeyde olduğu gibi kaliteden vazgeçmeyin ..

 

 

Lamia Erkartal Taş